Home  |  Konuşmalar   |  27. AKEL Mağusa İlçe Kongresi’nde İlçe Sekreteri Hrisantos Zannettos’un Konuşması

27. AKEL Mağusa İlçe Kongresi’nde İlçe Sekreteri Hrisantos Zannettos’un Konuşması

AKEL Mağusa Örgütü’nün 27. İlçe Kongresi’nde Mağusa İlçe Sekreteri Hrisantos Zannettos’un Açılış Konuşmasından Bölümler

6 Mayıs 2017-Aya Napa

Sevgili davetliler,

Yoldaşlar,

AKEL Mağusa İlçe Komitesi adına size 27. İlçe Kongremize hoş geldiniz diyorum. Ne yazık ki bir ilçe kongremiz daha (10. kez) göçmenlik koşullarında ve doğal merkezimizden, Mağusa kentinden uzakta gerçekleştiriliyor.

Bu kürsüde olmanın daima özel bir sorumluluğu olmuştur. AKEL Mağusa İlçe Sekreteri olarak omuzlarımdaki sorumluluğun hissi ve heyecanıyla sizlere bu kürsüden ilk kez hitap ettiğimi itiraf etmeliyim. Her kongremizde yaptığımız gibi, çalışmalarımızı ve faaliyetlerimizi objektif bir biçimde değerlendirmek ve önümüzdeki dönemde nasıl ilerleyeceğimize ilişkin kolektif bir biçimde kararlarımızı almak için buradayız.

27.İlçe Kongremizde AKEL Mağusa Örgütü’nün çok yönlü faaliyetlerini değerlendireceğiz ve önümüzdeki yıllarda gerçekleştirmemiz gereken çalışmalar hakkında yapacağımız üretken bir diyalog aracılığıyla ilerleyeceğimiz istikametleri belirleyeceğiz. Kongremiz, aynı zamanda, partimizin günümüz gereksinimlerine daha iyi bir yanıt verebilecek şekilde gerek siyasal girişimlerimizin, gerekse örgütsel mekanizmamızın geliştirilmesinde önemli bir rol oynayacaktır.

Kongremiz çok zor şartlar içerisinde gerçekleştirilmektedir. AKEL Mağusa Örgütü’nün son ilçe kongresinden bugüne kadar geçen 5 yıl içerisinde küresel kapitalist sistemin devam etmekte olan krizi, dünyanın dört bir yanında savaşlar ve çatışmalar, tüm dünyaya yönelik çevre tehdidi, büyüyen eşitsizlikler, işçi sınıfının sömürüsünün yoğunlaşması, yoksulluk, açlık, sefalet, işsizlik, gelişmiş kapitalist ülkelerde burjuva siyasi sistemin krizi, uluslararası hukukun raydan çıkarılması, uluslararası güçler tarafından BM’nin yönlendirilmesi, milliyetçiliğin ve faşizmin hortlatılması uluslararası alanda yaşananlara damgasını vurdu.

Yurdumuz ciddi zorluklarla karşı karşıya olmaya devam ediyor. Kıbrıs sorunu kırk yılı aşkın bir süredir çözüme kavuşturulamamış olmaya ve işgalci Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü ihlal etmeye devam ediyor. Her türlü siyasal bedele rağmen, desteklediğimiz ve desteklemeye devam ettiğimiz bir müzakere süreci içerisinde olmamıza rağmen, adanın nihai Taksim’i tehlikesi büyük olmaya devam ediyor.

Kıbrıs’ın yarısı Türkiye’nin işgali altında ve Kıbrıs halkı bölünmüş olmaya devam ettiği sürece, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM kararlarında belirtildiği şekilde iki toplumun siyasi eşitliğinin, tek egemenliğin, tek vatandaşlığın, tek uluslararası kimliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyona dönüşmesiyle; devletin, halkın, kurumların ve ekonominin birleşmesinin sağlanmasını öngören bir çözüm temelinde adanın kurtuluşunun ve yeniden birleşmesinin birinci stratejik hedef olduğunu AKEL yıllardır savunmaktadır.

Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler arasında yeniden yakınlaşmanın daha da geliştirilmesi AKEL ve Halk Hareketi için önemli bir görevdir. İki toplum arasında dostluk, işbirliği, karşılıklı anlayış ve saygının geliştirilmesi federal çözüme ulaşılması ve bu çözümün işlerliği açısından şarttır.

Bizce, yeniden yakınlaşma geçici ya da fırsatçı bir seçenek değil; sınıfsal, sosyal, ideolojik mücadelelerimizin gereğidir; siyasal ve işgal karşıtı içeriğe sahiptir. AKEL Mağusa İlçe Örgütü Mağusa’nın Kıbrıslıtürk ilerici siyasal partileriyle ilişkilerini geliştirmeye ve ortak faaliyetler için inisiyatifler üstlenmeye devam edecektir.

Kıbrıslırum-Kıbrıslıtürk, halktan insanları birbirlerine daha da yakınlaştırmak için kitlesel ortak faaliyetler gerçekleştirme çabalarımıza, geçmişte olduğu gibi, özellikle Cumhuriyetçi Türk Partili dostlarımızla birlikte devam edeceğiz.

Yoldaş Oktay Kayalp başkanlığındaki CTP heyetini ve BKP Mağusa İlçe Başkanı yoldaş Dr. Emir Gül’ü selamlamak istiyorum. Buradaki mevcudiyetinizden dolayı hepinize yürekten teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda sizi bir kez daha temin ederim ki, AKEL yeniden yakınlaşma mücadelesinde, ortak vatanımızın ve halkımızın yeniden birleşmesi mücadelesinde öncü olmaya devam edecektir.

Kıbrıs sorununun bizi özellikle ilgilendiren bir parametresi de Mağusa’dır. Mağusa kentinin Türk ordusu tarafından 43 yıldır işgali uluslararası hukukun, insan haklarının ve aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi’nin 550 ve 789 sayılı bağlayıcı kararlarının ve Kiprianu-Denktaş Doruk Anlaşmalarının bariz bir şekilde ihlalini teşkil etmektedir.

Mağusa’nın önceliği hiçbir zaman boş bir slogan değildi. Her zaman bir içeriği vardı ve BM’nin ilgili kararlarında yer alanlara ilaveten, özellikle 2009’da bu yönde çeşitli inisiyatifler alan Dimitris Hristofyas hükümeti sırasında bu içerik ete kemiğe büründü. Mağusa’nın önceliği BM’nin ilgili kararlarının alınmasından yıllar sonra güven arttırıcı temel bir önlem ve Türkiye’nin iyi niyetini göstermesi konusunda da bir sınav biçimini aldı. Bugün öncelik, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü olmasına rağmen, rehabilitasyonu için çok çalışma ve zamana ihtiyaç duyulacak kentin kapalı bölgesinin birinci aşamada iadesi sürecinin başlamasının görüşme masasındaki havaya büyük derecede yardımcı olacağına inanıyoruz. Mağusa’nın iadesinin Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümünün yerine geçemeyeceği ve çözümü engelleyici olmayacağı görüşündeyiz.

Vizyonumuz, kentimiz Mağusa’nın yeniden birleşmesidir. Yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için örnek ve sembol olmasıdır. Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin birlikte kendi ortak geleceklerini inşa edecekleri örnek bir kent olmasıdır. Geleceğin Mağusası Kıbrıslırum ve Kıbrıslıtürk sakinlerinin dostluk, işbirliği, refah ve barış içerisinde bir arada olacakları bir kentten başka bir şey olamaz.

Sevgili davetliler,

Dostlar,

2012’de gerçekleştirilen geçen kongremizden bugüne kadar olan ele aldığımız dönemde önemli gelişmeler ve olaylar yaşandı.

Bunlar arasında en önemlisi küresel ekonomik krizin derinleştiği bir dönemde Nikos Anastasiadis’in Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesiydi. Anastasiadis’in Cumhurbaşkanlığı’na seçilmesiyle neoliberal sağın iktidara gelmesinin olumsuz sonuçları sosyoekonomik yaşamda kendilerini gösterdiler. Anastasiadis’in seçilmesinden sadece birkaç gün sonra hükümet AB ve IMF’yle memorandum imzaladı. Bu memorandum mevduatların traşlanmasıyla bankaların zararlarının karşılanmasını, kârda olan yarı kamusal iktisadi teşebbüslerden üçünün (Liman, Elektrik ve Telekomünikasyon kurumlarının) özelleştirilmesini, borç içerisindeki yurttaşların konutlarının bankalar tarafından haczedilmesinin kolaylaştırılmasını, çalışma ilişkilerinin altüst edilmesini, sosyal harcamalarda büyük kesintileri, göçmenlere yönelik desteğin budanmasını ve kooperatiflerin yok pahasına satılmasını içeriyordu.

DİSİ-Anastasiadis hükümeti gerek Kıbrıs Havayolları’nın kapatılmasında, gerek dükkânların çalışma saatlerinin serbest bırakılmasında ortaya koyduğu tutumlarla büyük sermayenin çıkarlarına hizmet etti. Diğer yandan başlattığı “Güvence Altına Alınmış Asgari Gelir” uygulamasıyla özünde yoksulluğu yeniden paylaştırarak, yoksullardan alıp daha yoksul yurttaşlara vererek, toplumun dar gelirli kesimleriyle adeta alay etmeye devam ediyor. Toplum, devlet hastanelerinin çöküşünü, Genel Sağlık Planı konusunda hükümetin başarısızlığını endişeyle izliyor. Eğitim alanında sağın gerici muhafazakâr politikaları hâkim kılınıyor. Tüm bunlara ilaveten şeffaflıktan uzak ve karmaşık çıkar ilişkilerine hizmet eden uygulamalar her gün üst üste ortaya çıkıyor.

Bu siyasal ve sosyoekonomik ortamda emekçilerin aleyhine yapılan sınıfsal saldırı karşısında tutarlı bir biçimde direnen tek siyasal güç AKEL’dir. AKEL, halk yanlısı ilerici önerilerle emekçilerin çıkarlarına hizmet eden tek güçtür. Muhalefetteki diğer partilerin yer yer Anastasiadis hükümetinin politikalarını destekleyen tutumlar sergiledikleri görülmektedir. Buna rağmen, AKEL emekçi kesimlerin aleyhine olan uygulamaları önlemek ve temsil ettiğimiz sosyal katmanların soluk almasına yardımcı olacak politikaları öne çıkarmak için muhalefetteki diğer partilerle çeşitli konularda anlaşma ve ortak tutum sergileme hedefiyle çabalarını sürdürmektedir.

Sevgili davetliler,

Yoldaşlar,

Geçen kongremizi gerçekleştirdiğimiz 2012’den bugüne çok zor koşullar altında önemli seçimler yaşadık. Ekonomik kriz ve sonuçları, krizin neredeyse partilerin çoğu tarafından istismarı, partimizi zayıflatma amacıyla Dimitris Hristofyas hükümetinin şeytanlaştırılması, “bütün partiler aynı” görüşünün toplum içerisinde yaygınlaştırılmasına yönelik çabalar sonucunda siyasal partileri ve politikayı reddeden anlayışların yoğunlaştığı bir ortam oluştu.

Kamuoyunda oluşan anlayışları ve koşulları değiştirmek için partimiz çetin mücadeleler verdi. Ancak örgütsel zaaflar ve parti mekanizmasının önemli oranda daralması nedeniyle ciddi güçlükler yaşandı ve bunların gerek ortaya koyulan çabalara, gerek seçim sonuçlarına etkileri oldu. Tüm bunlara rağmen, 2013 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden 2016 Yerel Yönetim seçimlerine kadarki zaman içerisinde ileriye doğru olumlu adımlar atıldı.

Hiçbir şeyi olduğundan daha iyi ya da daha kötü gösterme niyetinde olmaksızın, seçimlerde elde ettiğimiz sonuçların bizi yeterince memnun etmediğini kabul etmeliyiz. Her bölgeyi ve her Parti Taban Örgütü’nü tek tek değerlendireceğimiz çok zor ve çetin bir çalışma bizi beklemektedir. Sorunların çözümüne odaklanarak Parti Taban Örgütlerimizi yenilemenin ve daha geniş kitleleri örgütlü mücadeleye katmanın yollarını bulmalıyız.

Emekçiler, işsizler, çiftçiler, gençler, kadınlar, aydınlar… Artık öne çıkan ve değişimi isteyen bütün toplumla hep birlikte öne çıkmalıyız.

Yoldaşlar,

Bu yıl KKP-AKEL’in 91. mücadele yılı. Halka hizmetlerle dolu 91 yıl. Sömürgecilik ve yerli oligarşi onun kuruluşundan rahatsız oldular. Ona saldırdılar. İki kez yasadışı ilan ettiler. Partimizin kadroları yurdumuz için canlarını verirken, saldırılara hedef oldular, işkencelere ve hapis cezalarına maruz kaldılar, katledildiler. Ama partimiz dayandı. Çünkü KKP-AKEL, tarihsel gereksinimin ürünüdür. Emekçilerin, Kıbrıs halkının daha iyi bir gelecek gereksiniminin sonucudur.

Yoldaşlar,

Kıbrıs toplumu için tek yol ilerlemedir. Kıbrıs halkını ileriye götürebilecek yolu açabilecek tek güç AKEL’dir. Karşılaşacağımız tüm güçlüklere rağmen hedeflerimizden vazgeçmeyeceğiz. Kıbrıs’ın kurtuluşu için Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin, bütün halkımızın birlik içerisinde hakkını talep etmeye ve yurdumuzun yeniden birleşmesi için mücadeleye devam edeceğiz. Birlikte yeni sosyal mücadeleler vermeli, sosyal kazanımlar için çalışmalıyız. Karmaşık çıkarlara ve yolsuzluklara karşı mücadele ederek, hakkaniyet ve şeffaflığın bizim için boş sözler olmadığını pratikte kanıtlamalıyız. Bu ilkeleri felsefemizin ve değerlerimizin ışığında pratikte ilk önce biz uygulamalıyız.

İşte AKEL budur. İnsanın kölelikten, baskı ve sömürüden kurtulması gerektiği gereksiniminden doğan güçtür AKEL.

İşçinin alın terinden, çiftçinin emeğinden doğan güçtür AKEL.

Maden ve inşaat işçilerinin sıkılı yumruklarından doğan güçtür AKEL.

Halkımızın bağrından çıkan yüzlerce mücadelecinin Kıbrıs topraklarına dökülen kanlarından doğan güçtür AKEL.

Barış, sosyal adalet ve sosyalizm idealleri için, Kıbrıs’ın özgürlüğü için verilen mücadelelerden doğan güçtür AKEL.

AKEL, çetin ama muzaffer sınıfsal mücadeleler veren öncü komünistlerin eylemlerinin güçlendirdiği partidir. Fabrikalarda, tarlalarda, yoksul bölgelerde halkla yoğrulan, daha iyi bir gelecek için Kıbrıslıtürk yurttaşlarımızla omuz omuza son nefeslerini veren mücadelecilerin partisidir. Halk Kültür Derneklerinde bir lambanın zayıf ışığı altında geleceği planlayıp inşa etmek için bir araya gelenlerin partisidir AKEL.

Bize şanlı ve güçlü partiyi emanet eden bütün yoldaşlarımızı, buradaki mevcudiyetleriyle kongremizi onurlandıran veteranlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Ve şimdi bu mücadele bayrağını devralan bizler sesimizi yükseltiyoruz. Kıbrıs Komünist Partisi’nin öncülerine, İspanya’da antifaşist savaşa katılan yoldaşlarımıza, Hitler faşizmine karşı zafer ağacını kanlarıyla sulayan yoldaşlarımıza sesleniyoruz.

Kurtuluş mücadelelerinin kahramanlarına, sınıfsal kavga meydanlarında fedakârca mücadele eden yoldaşlarımıza sesleniyoruz. İki toplumdan da kahramanlarımıza, şoven terörün kurbanlarına sesleniyoruz. Cunta’nın tankları ve EOKA-B karşısında direnen kahramanlarımıza sesleniyoruz. Kıbrıs’ın bağımsızlığını savunma mücadelesinde ihanete uğrayan ve Atilla’nın bombalarına hedef olan kahramanlarımıza sesleniyoruz. Akıbetlerinin tespit edilmesiyle Kıbrıs trajedisinin acı dolu son sözünün yazılması için iskeletleri hala parçalar halinde toplanan kayıplara sesleniyoruz.

Menikos’a, Matsukos’a, Özker Özgür’e, Arkopanaos’a, İlias Tofaris’e, Ayhan Hikmet’e, Mihalis Petru’ya, Andreas Theodosiu’ya, Ahmet Gürkan’a, Yorgos Hacistefanis’e, Ahileas Kurtellis’e, Yorgos Haralambus’a, Kavazoğlu ve Mişaulis’e ve daha nicelerine sesleniyoruz.

Asla boyun eğmeyeceğimizi haykırıyoruz. Her zaman başımız dik, yumruğumuz sıkılı, güçlü AKEL’le yurdumuza barış, özgürlük ve refahı getirmek için bu mücadeleye devam edeceğiz.

Haydi yoldaşlar ileri!

Halkımız için, gelecek nesiller için, Kıbrıs’ımız için umudun ve vizyonun gücü olan ve olmaya devam edecek güçlü bir AKEL için hep birlikte ileri!

Yaşasın 27.İlçe Kongremiz!

Yaşasın AKEL!

Yaşasın Kıbrıs’ımız!

PREV

Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin 26. Olağan Kurultayı’nda AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

NEXT

27. AKEL Mağusa İlçe Kongresi'nde AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu'nun Konuşması