Home  |  Açıklamalar   |  Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raporu Hakkında

Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raporu Hakkında

AKEL Merkez Komitesi Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu Tarafından Yapılan Açıklama

Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak yaşanan gelişmeler ve Türkiye’nin kendisi açısından özellikle önemli bir konjonktürde Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin AB’ye giriş sürecine ilişkin yıllık raporunu biçimlendirme yönünde ilerledi. Somut olarak Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu dünkü toplantısında Sayın Kati Piri tarafından hazırlanan raporu kabul etti ve bu rapor 3 Temmuz’da Genel Kurul’da oylamaya sunulacak.

Hem AKEL, hem de Avrupa Sol Grubu olarak, gerek Türkiye’de yaşanan ve gerekse Kıbrıs sorununu etkileyen gelişmeleri objektif olarak kaydeden ve değerlendiren bir nihai metne ulaşılması yönünde çalıştık. Özellikle sunduğumuz ve hem raportör hem de yetkili komisyonun tümü tarafından çoğu kabul gören değişiklik önerilerinin temel hedefleri şunlardır:

  • Türkiye’nin AB’ye giriş perspektifine karşı çıkmıyoruz, ama Kopenhag Siyasi Kriterleri’nin tam olarak uygulanmasının giriş müzakerelerinin olumlu ilerlemesinin ön koşulu olduğunu savunuyoruz.
  • Ankara’nın AB’ye giriş süreci Kıbrıs Cumhuriyeti’ne karşı yükümlülükleri de dâhil olmak üzere AB karşısında üstlendiği konvansiyonel yükümlülükleri yerine getirmesiyle yakinen bağlantılıdır. Bu nedenle, AB-Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi mevcut çerçevenin Kıbrıs Cumhuriyeti’ne yönelik olarak da uygulanmaması dikkate alınmaksızın ilerleyemez.
  • Vizenin serbest bırakılması sorunludur ve gelecekte Kıbrıs’a gelecek Türk yurttaşlarına ilişkin 4:1 oranlı sınırlama konusundaki mevcut görüş birliğine yönelik olarak olumsuz boyutları vardır.
  • BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanmasının ve onaylanmasının ve aynı zamanda Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki egemenlik haklarımıza saygı gösterilmesinin gerekliliği.
  • İşgal ordularının adadan ayrılmasını, adaya yasadışı bir biçimde nüfus taşınmasına ve yerleştirilmesine son verilmesini, BM Güvenlik Konseyi’nin Mağusa hakkındaki 550 sayılı kararının uygulanmasını, bütün kayıpların akıbetinin belirlenmesini de içeren Kıbrıs sorununun çözümünün temel parametreleri.
  • Kıbrıs Cumhuriyeti’nin üniter devletten, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin, tek egemenliğin, tek uluslararası kimliğin ve tek vatandaşlığın olacağı iki toplumlu, iki bölgeli federasyona dönüşümü olan çözüm çerçevesi.

Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili referansların metnin bugünkü şeklinde yer almasını memnuniyetle kaydediyoruz. Ancak buna paralel olarak başka hususların yanı sıra, Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncelleştirilmesine ilişkin atıf, vizenin serbestleştirilmesi konusundaki olumlu değerlendirme, Avrupa Solu’nun olumlu değerlendirmede bulunmadığı AB-Türkiye Mülteci Anlaşması’nın desteklenmesi bizi çekimser oy kullanmaya yöneltti. Elbette yukarıda belirtilen hususlarda henüz sağlanamamış olan gerekli iyileştirmelerin yapılabilmesi için değişiklik önerilerimizi Genel Kurul’a sunacağız.

Son olarak da, yanlış bir biçimde toplumu daha az ve daha çok yurtseverler arayışına sürüklemeye çalışan tartışmaların son günlerde gündeme getirildiği koşullarda, Avrupa Parlamentosu’nun kararında yer alması için sunduğumuz ve yer almasını başardığımız değişiklik önerilerinde de olduğu gibi, AKEL’in lafta değil, pratikte ilkeler temelinde çözüm hedefine bağlılığını ciddiyet ve tutarlılıkla hergün kanıtladığının altını çizmek istiyoruz.

AKEL Basın Bürosu, 21 Haziran 2017

PREV

Kıbrıs Sorunu ve Müzakereler Hakkında

NEXT

Çelebis: Εide’nin Belgesinde Bazı Sorunlu Unsurların Yanı Sıra Yeterince Olumlu Unsur da Var