Home  |  Konuşmalar   |  Bütün gücümüzle Kıbrıs sorununun çözümü için çalışıyoruz

Bütün gücümüzle Kıbrıs sorununun çözümü için çalışıyoruz

Seslerimizi birleştiriyoruz. Hep birlikte Kıbrıs için bir ses oluyoruz. Yaraların kapanmasını isteyen bir ses! Barış isteyen bir ses! Kıbrıs’ın Kıbrıs halkına ait olmasını talep eden bir ses!

Şu anda müzakereler yapılmaktadır. Herkes konjonktürün elverişli olduğunu ve havanın gün be gün giderek daha olumlu olduğunu söylemektedir. Biz halkta yanılgılar yaratmayı istemiyoruz. Müzakerelerin gidişatını görüşme masasına sunulanlar temelinde değerlendirdik ve değerlendirmeye devam edeceğiz. İki toplumun liderlerinin müzakerelere daha aktif katılımıyla müzakerelerin yoğunlaştırılmasından duyduğumuz memnuniyeti ifade ediyoruz. Biz bu gereksinimi müzakereleri atanan müzakerecilerin yapmaları görüşünü herkesin desteklediği dönemden beri vurguladık. AKEL olarak, o zaman da bugün de, tıpkı Dimitris Hristofyas döneminde olduğu gibi, iki liderin görüşmelerinin özlü bir biçimde hazırlanmasının gerektiği görüşünde ısrar ediyoruz. Sonra ikisi öz üzerine görüşmelidir. Bunun dışında, bizce net olan şudur ki, gelişmeler hakkında Ulusal Konsey tam olarak bilgilendirilmelidir. Aynı zamanda Ulusal Konsey’in bütün üyelerinin, kendileri için talep ettikleri gibi, Konsey’e saygı göstermeleri gereklidir. Yani müzakere çabasına zarar verecek hareketlerden uzak durmaları gerekir.

Tüm bunları söylüyorum, çünkü son yıllarda halk önündeki diyaloğun maalesef giderek daha aşağı seviyeye düştüğü ve kimilerince Kıbrıs sorununun küçük siyasal ve partisel maksatlara yönelik bir konu haline getirildiği görülmektedir. Bu yokuş aşağı gidişe Dimitris Hristofyas’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde başladılar ve bugünde devam ediyorlar. Kolaylıkla çarpıtmalar yapıyor, değerlendirip yargılıyor, kınayıp her şeyi yerle bir ediyorlar. Kolaylıkla kendileri için alelacele olumlu intibalar yaratmaya çalışıyorlar. Basit bir örnek: Kısa bir süre önce Türkiye’de yapılan seçimlerde Erdoğan’ın zaferi. Kimileri Erdoğan’ı tatmin etmeyen görüş birliklerinde Hristofyas ile Talat’ın anlaştıklarını unutmayı tercih ederek, alelacele Kıbrıslıtürk liderin sahip olabileceği rolü sıfırlayıp, Kıbrıs sorunuyla ilgili her şeyin Erdoğan’ın olduğu tespitlerinde bulundular. Başkaları ise Erdoğan’ın zaferinin çözümü getireceği sonucuna çabucak vardılar.

Biz kimsenin çabucak peşin hükümler vermemesi gerektiğinde ısrar ediyoruz. Müzakere masasında Kıbrıs sorununun iç yanlarına ilişkin olarak görüşmelerin nasıl gelişeceğini görmeyi beklemekteyiz ve ardından değerlendirmemizi yapacağız. Sorunun dış yanına ilişkin görüşmenin vakti geldiğinde, o zaman Türkiye’nin gerçek niyetleri görülecektir.

Biz AKEL olarak, müzakerelerin tarihinde hiçbir zaman her şeyin tozpembe olduğunu iddia etmedik. Bilakis halka samimiyetle konuşarak, zorluklara ve engellere her zaman işaret ettik. Bu kez da önümüzde güçlükler olacaktır. Tepkimiz Kıbrıslıtürk lideri cehennem ateşine atmak, haksız yere suçlamak kesinlikle olmamalıdır. Kimileri ne kadar kabul etmese de, Sayın Akıncı’nın Kıbrıs sorununda çözüm istediğini hepimiz biliyoruz. Tabi ki tamamen bizim istediğimiz çözüm gibi değil. Tezlerimizi belgelerle, sabırla izah etmemiz gerekmektedir. Bunların Kıbrıslıtürklerin de yararına işleyeceğine ikna etmemiz gerekmektedir. Kısacası hepimiz ve özellikle de Cumhurbaşkanı, eğer bu çabanın başarıya ulaşmasını istiyorsak, az şey söyleyip, çok şey yapmalıyız.

AKEL olarak biz bütün gücümüzle Kıbrıs sorununun çözümü için çalışıyoruz. İşgale ve yasa dışı bir şekilde nüfus taşınmasına son verecek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve birliğini sağlayacak adil, yaşayabilir ve işler bir çözüm için çalışıyoruz. Ülkenin iç işlerine yabancı güçlerin askeri müdahale hakkının olmayacağı bir çözüm için çalışıyoruz. Türk işgal ordularının adadan ayrılmasını ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin askersizleştirilmesini öngören bir çözüm için çalışıyoruz. BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon çerçevesinde ülkenin toprağını, halkını, kurumlarını ve ekonomisini yeniden birleştirecek bir çözüm için çalışıyoruz.

Yeniden birleşmiş Kıbrıs devletinin tek egemenliğinin, tek uluslar arası kimliğinin ve tek vatandaşlığının olmasını öngörecek bir çözüm için çalışıyoruz. Göçmenlerin dönüş ve mülk hakkı dâhil olmak üzere, Kıbrıslırumların, Kıbrıslıtürklerin, Maronitlerin, Ermenilerin ve Latinlerin, bütün halkın insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına alacak bir çözüm için çalışıyoruz.

Bu, Kıbrıs sorununun çözümü için yıllardır dile getirdiğimiz net görüşümüzdür. Tıpkı Kıbrıs sorunu hakkında yıllardır ifade ettiğimiz politikamız gibi.

Türkiye’nin Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler aleyhine izlediği suçlu politikayı ve yasa dışı devletin ilanını kınamak için bugün buradayız. Kıbrıslıtürk yurttaşlarımıza Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler aynı vatanın evlatlarıyız. Ortak tarihimizde, ortak mücadelelerimizde, ortak geleceğimizde sadece bu gerçek var. Ülkemizin yeniden birleşmesiyle bunu pratiğe geçirmeyi talep ediyoruz. Bağımlılıklar, müdahaleler, vasiler ve ana vatanlar olmaksızın.

Federal, egemen, bağımsız ve barışçıl bir Kıbrıs için mücadele eden herkesle sesimizi birleştiriyoruz. Bütün Kıbrıs için.

Seslerimizi birleştiriyoruz. Kıbrıslırumlar ve Kıbrıslıtürkler, hep birlikte Kıbrıs için bir ses oluyoruz. Yaraların kapanmasını isteyen bir ses! Barış isteyen bir ses! Kıbrıs’ın Kıbrıs halkına ait olmasını talep eden bir ses!

(AKEL’in bugün gerçekleştirdiği etkinlikte AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşmadan bir bölüm)

PREV

Kıbrıs sorunu hakkında Brüksel’de gerçekleştirilen etkinlikte AKEL M.K. Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

NEXT

Özker Özgürü’ün anısına AKEL Polit Büro Üyesi Hrisanthos Zannettos tarafından yapılan konuşma