Home  |  Konuşmalar   |  8 Mart Dünya Kadınlar Günü Vesilesiyle Gerçekleştirilen Çalışma Kahvaltısında AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

8 Mart Dünya Kadınlar Günü Vesilesiyle Gerçekleştirilen Çalışma Kahvaltısında AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu tarafından yapılan konuşma

 

Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz çalışma kahvaltısına hepinize AKEL Merkez Komitesi adına hoş geldiniz demek istiyorum. Bu yılki çalışma kahvaltımızda farklı bir şey daha yapmak için, siyasal partiler, sendikalar dışında kültür alanında faaliyetleri olan kadınlarla da bir araya gelmeyi kararlaştırdık. Çünkü bir kadının sanat için çalışmasının ne kadar özveri gerektirdiğinin bilincindeyiz. Üstlendiği ve kendisine yüklenen rollerin üstesinden gelebilmesi için her gün ne kadar çalışması gerektiğini ve her şeyden önce adeta elini kolunu bağlayan anlayışlardan kurtulabilmesi için ne kadar güçlü olması gerektiğini biliyoruz. Sizin yılın her günü ortaya koyduğunuz yoğun çabalara duyduğumuz takdirin mütevazi bir göstergesi olan bir jest olarak bu kahvaltıyı görmenizi rica ediyoruz.

Atılmış olan olumlu adımlara rağmen, Kıbrıs toplumunun önyargılardan, basmakalıp ve ataerkil anlayışlardan kurtulmayı başaramadığı bir gerçekliktir. Ne yazık ki, seksizmi toplumdan da, kamusal yaşamdan da sökmeyi başaramadık. Seksizmin tecridi, kadının öne çıkması gereksinimi ve eşitlik için mücadele bizim için sadece boynumuzun borcu değil, aynı zamanda temsil ettiğimiz, savunduğumuz ideolojinin ve anlayışın bir parçasıdır. Ayrımcılık ve seksizm utancını tespit ettiğimiz her yerde Zaten bunun için de daima tepki gösterme yükümlülüğünü iki misli hissediyoruz. “Zayıf cinsiyeti” savunan “şövalyeler” olarak değil, kadınların kurtuluş, eşitlik, saygı ve haysiyet ve saygı için verdikleri mücadelenin gücüne eklenen güç olarak bunu hissediyoruz.

Kadınların kurtuluşu kendiliğinden gerçekleşmeyecek ve kimse tarafından bağışlanmayacak. Kadınların güçlerini ev dışına çıkarmalarına izin verecek, kurtuluşlarının yolunu açacak önlemlerin ve politikaların yaşama geçirilmesi gerekiyor. Bir kadından, günde on iki saat çalışmak zorunda olursa, ülkeyi, halkı ilgilendiren konularla ilgilenmesini nasıl bekleyebiliriz? Sürekli olarak yaşatılan ve türetilen basmakalıp anlayışlar karşısında tolerans gösterirsek, kadınların bu basmakalıp anlayışların kurbanı olmalarına son verilmesini nasıl bekleyebiliriz? Seksizm hakkında tartışmazsak, buna karşı önlemler almazsak, bu konularda gerekli ilerlemenin sağlanması için çalışmaya eğitimden başlamazsak, seksizme darbe vurulacağına nasıl inanabiliriz? İşsizlik ya da esnek çalışma koşullarının, ailevi yükümlülüklerin, konut sorunlarının, ister çocukların, ister yaşlıların bakımına yönelik altyapısal eksikliklerin değirmen taşından geçmek zorunda bırakılan genç kadınların yaşamın tüm alanlarında öne çıkmalarını nasıl bekleyebiliriz? Kadınların bin bir engelle karşılaşmaya devam ettikleri koşullarda güçlerini kültürel yaratıcılığa verebilmelerini nasıl bekleyebiliriz?

AKEL olarak, kadınların söyleyecek çok şeyleri olduğuna ve çok daha fazlasını da yapabilecek olduklarına inanıyoruz. Özellikle de krizin bütün alanlarda kadınlara iki misli darbe vurduğu bugünkü koşullarda. İşsizlik, aile içi şiddet, insan ticareti, yoksulluk, sağlık hizmetlerine sınırlı erişim ekonomik kriz nedeniyle katlanan olgulardan bazılarıdır. Kadınları ilgilendiren neredeyse bütün meseleler hakkında AKEL görüş, tez ve önerilerini ortaya koymaya çalışıyor..

Aynı şekilde kültürle ilgili olarak da somut önerilerimiz var. Yıllar boyunca kültürel alan daima önceliklerimiz arasında bulunmaktadır. Kültürle ilgili her tezimizin ve önerimizin temeli bütün sanatlarda kültürel yaratıcılığın desteklenmesi ve ilerletilmesidir.

Önerilerimizden bazılarını Kültür Müsteşarlığı’nın kurulması, kültürel kuruluşların desteklenmesine yönelik kaynakların arttırılması ve bu kaynakların sunumunda kriterlerin köklü bir biçimde yenilenmesi, şeffaflığın ve hakkaniyetin sağlanması olarak sıralayabilirim. Kıbrıs kültürüne yönelik yaratıcılığın öne çıkarılmasına ve desteklenmesine, Kıbrıs’ın zengin kültürel mirasının kaydına, korunmasına ve takdimine özel ağırlık vererek kültüre yönelik Stratejik Planlama’nın yapılması sanatsal yaratıcılar açısından önem taşımaktadır. Ayrıca kültür kuruluşlarının karar merkezlerinde yer almalarının kurumsal olarak güçlendirilmesi de gerekmektedir. Anastasiadis hükümeti bu konuda vaatlerde bulunmuş olmasına rağmen, her hangi bir adımı atmadı.

Modern ve Çağdaş Sanatlar Müzesi’nin ve yeni Devlet Kütüphanesi’nin inşası bizim için aynı derecede önemli önceliklerdir. Bunlara ilaveten gerekli kaynakların sunulmasıyla tiyatro faaliyetleri ve Kıbrıs kitap yayıncılığı da özlü bir biçimde desteklenmelidir. Ayrıca Kıbrıs Senfoni Orkestrası’nın geliştirilmesine ve Sinema Merkezi’nin kurulmasına yönelik bir araştırmanın gerçekleştirilmesinin şart olduğu görüşündeyiz. Aynı zamanda yükseköğrenimde de tiyatro eğitiminin, müzik okullarının ve okul tiyatrolarının daha iyi duruma getirilmesiyle sanat eğitiminin geliştirilmesi de aynı derecede önem taşımaktadır. Toplu sözleşmeler, sosyal sigortalar ve telif hakları konuları en nihayet tartışılmalı ve sanatçıların yararına olacak şekilde sonuçlandırılmalıdır. Emekli sanatçılara onursal ödeneğin tekrar verilmeye başlanması önemlidir.

Yaratan, mücadele eden ve öncü olan sosyal güçlerle birlikte tüm bunları ve daha nicesini yaşama geçirme yönünde ilerlemeyi istiyoruz. Bugünkü etkinliğimize katılımınız için size teşekkür ediyorum ve büyük ilgiyle sizlerin görüşlerinizi dinlemeyi istiyorum.

 

 

PREV

Mustafa Denizer’in Onuruna Gerçekleştirilen Etkinlikte AKEL Larnaka İlçe Sekreteri Hristalla Andoniu’nun Konuşması

NEXT

AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun 1 Mayıs Mesajı