Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunduklarını söyleyenler ikinci bir Helen devletini değil, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak evini savunsunlar

Avrupa Parlamentosu milletvekili Niyazi Kızılyürek’in Kıbrıslıtürklerle iletişim için işgal altındaki bölgede büro açacağını açıklamasının ardından malum çevreler tepki göstermeye başladılar. Bu tepkileri gösteren kişi ve çevreler şu sorulara cevap vermelidirler: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin – ve AB’nin de bir parçası olan– işgal altındaki topraklarda ve bir Kıbrıslıtürk mülkte Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir Avrupa Parlamentosu milletvekili tarafından büro açılması nasıl yasa dışı devletin statüsünü yükseltecektir? Aynı kişi ve çevreler iki toplumu birbirine yakınlaştıran, Kıbrıslılar arasında temas, iletişim ve diyaloğu geliştiren her şeye karşı neden savaşıyorlar?

 

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin önemini düşürmeyi ve yasadışı devletin statüsünü yükseltmeyi isteyen yabancı ve Türkiyeli çevreler bu büronun açılmasını değil, gösterilen bu milliyetçi tepkilerden istifade etmektedirler.

 

Bu milliyetçi tepkileri gösterenler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslıtürk bir yurttaşının Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olmasını ve Kıbrıslırumların-Kıbrıslıtürklerin oylarıyla milletvekili seçilmesini kabul etmeyenlerle aynı çevrelerdir. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Anayasası’na göre devletin iki resmi dili olduğunu bilmiyor gibi görünüp tepki gösterenler de aynı kişi ve çevrelerdir.

 

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunduklarını söyleyen herkese AKEL şunu hatırlatmaktadır: Onların da savunmaları gereken devlet, ikinci bir Helen devleti değil, Kıbrıslırumların ve Kıbrıslıtürklerin ortak evi olmalıdır.